ÖLÜMÜN ÖGRETTIGI

Size de olur mu bilmem ; her ölümün ardindan yasamin pesine düserim ben...
Yakin bir dostu topraga verir vermez, kabrinin cicekleri kurumadan daha, ihmal edilmis kapilari calar, ozlenip gidilmemis adresleri ararim; eski dostluklarin tozunu alir, cam gibi parlatirim. Isi gucu boslar, gecikmis hal hatir sormalarin, dar gunde omuz omuza durmalarin kapisini aralarim.
Hele erken olum...hele erken olumler... Tuhaftir, yitirilmis ortak dostlarin ardindan 'sesini duymak istedim' telefonlari gelir es dosttan da... 'hadi kacip bir seyler icelim' davetleri, 'sana gecen gun haksizlik ettim' itiraflarina donusur; gecikmis gunah cikarmalar, samimiozelestiriler, sicak dokunuslar getirir ardisira...Anlarim ki herkes benim gibi paniktedir.
Bir musalla tasinin sogukluguyla urperir yalniz kalpler ve isinmak icin hayirsiz sevdalara kosulur, gundelik telasta kirip doktuklerini tamire cikarir insanoglu...Olum, yasami ogretir bize; doverek sevmeyi belleten hoyrat bir anne gibi, sevgi dogurur ecelinden...
Joe Black filmi, 65. yasgununun arifesinde kendi olumuyle tanisan zengin bir isadaminin oykusunu anlatiyor. Olum once derinlerdenyankilanan tok bir ses olarak,sonra da yakisikli bir genc adamin bedenine girerek cikip geliyor ve isadamina sayili gunu kaldigini soyluyor. Adam son gunlerini eceliyle bir arada geciriyor. Giderayak asiliyor hayatin daha once asilmadigi iplerine.
Is yemeklerininyerini aile sofralari aliyor, dostunu dusmanini daha iyi taniyor. Bu arada 'ecel', 'is icin' geldigi evde 'hayat'i ve 'sevgi'yi taniyor, o da neredeyse 'is'ini unutup askin pesine dusuyor. Ecel bir oluye hayat verirken, hayat olumu bile dize getiriyor.
Baris Manco' nun ardindan yillardir birbirini gormemis hatta sevmemis baris'severlerin nasil kenetlenip, hizla kirlenen dunyaya temiz hava sacan, tek tuk kalmis birkac cinara simsiki sarildiklarini gorunce olumun yine hepimize hayat tasidigini farkettim.
Ecel Joe Black filmindeki gibi kucuk oyunlar oynuyor bize...
Baris'a son demecinde 'INSAN YAPTIKLARIYLA YASAR' dedirtiyor. Ve bizher
olumde bir kez daha anliyoruz ki, ecele karsi tek direnis noktamiz hayata sarilmaktir.
Bir musalla tasinin ne kadar soguk oldugunu gorunce anliyoruz, bunca hirsin, onca itismenin sacmaligini... Olum, anlamsizligiyla hayati anlamlandiriyor.
'Hayatin havaya attigimiz 5 topla oynanan oyun oldugunu dusunelim:
'Bu toplar isimiz, ailemiz, sagligimiz, dostluklarimiz ve benligimizdir.
Bu 5 top icinde bir tek isimiz lastik bir toptur. Dusurursek
ziplatabiliriz.
Ancak diger 4 top camdan yapilmistir. Duserse kirilir, yerine konulamazlar.
Bunu farketmeli ve hayatimizi bu dengeye gore kurmaliyiz.'
Oysa hepimiz o ilk lastik topu tutabilmek ugruna digerlerini kirip dokmuyor muyuz?
* Kalbinize yakin bulduklarinizi cantada keklik sanmayin. Sikica asilin onlara,
tipki hayata asildiginiz gibi... Cunku onlarsiz hayat da anlamsizdir.
* Hayatinizi asla aska kapatmayin. Aski bulmanin en kisa yolu,asik olmaktir, korumanin en iyi yolu ise ona kanat takmak...
* Hayati cok hizli kosmayin, nereden geldiginizi ve nereye gittiginizi unutmayin.

 Hayatin bir yaris degil, her saniyesinin tadi cikarilmasi gereken guzel bir yolculuk oldugunu aklinizdan cikarmayin.

* Dun tarih oldu... Yarin bir sir... Bugunun kiymetini bilin.
                                                             CAN DUNDAR 08.02.1999 / SABAH